Sepsis, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli ve genellikle göz ardı edilen küresel bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor. Küresel Hastalık Yükü Sepsis Raporu’na göre, sepsis yılda 49 milyon kişiyi etkiliyor ve 11 milyon ölüme sebep oluyor.
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuğhan Utku, bu ciddi hastalığın yanlış bir şekilde sadece bir enfeksiyon olarak değerlendirildiğine dikkat çekerek, “Sepsis, basit bir enfeksiyon değil; organ yetmezliklerine yol açan karmaşık bir sendromdur” dedi.
Utku, sepsisin, enfeksiyona karşı düzensiz bir bağışıklık tepkisi ve birçok organın iflasına yol açabilecek bir sendrom olduğunu belirterek, “Sepsisin çoğu toplum kaynaklıdır, ancak hastanelerdeki sepsis vakalarının ölüm oranları ve tedavi maliyetleri çok daha yüksektir. Sepsisi yenmek için yıllardır bilimsel çalışmalar sürüyor, ancak hastalığın karmaşıklığı tedaviyi zorlaştırıyor. Sepsiste hayat kurtaran tek yaklaşım erken tanı ve etkin tedavidir” dedi.
Utku, Birleşmiş Milletler’in sepsisin önlenmesi, teşhisi ve tedavisi için üye devletlere ulusal eylem planları geliştirmeleri çağrısında bulunduğunu hatırlatarak, “Yüksek gelirli ülkelerde bile sepsisle mücadelede ilerleme yavaş, çabalar hala yetersiz. Sepsisin tedavi edilmemesinin en önemli sebeplerinden biri antibiyotik direnci. ABD Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezleri (CDC) verilerine göre, antimikrobiyal direnç nedeniyle her 15 dakikada bir insan ölüyor. Antibiyotik direnci, sağlık sistemimizin en büyük tehditlerinden biri haline gelmiştir. Bu sorun özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar için ölümcül sonuçlar doğuruyor. Antibiyotik direnci, sepsisin tedavisinde en büyük zorluklardan biri. Özellikle süper mikroplar olarak bilinen ilaca dirençli mikroorganizmalar, tedavisi mümkün olmayan enfeksiyonlara yol açarak sepsis riskini artırmaktadır. Dünya genelinde her 15 dakikada bir kişi, antibiyotik direnci nedeniyle hayatını kaybediyor. 2050 yılında bu sayının yıllık 10 milyon ölüme çıkacağı öngörülüyor. Sepsis tedavi edildikten sonra bile hastaların yaşam kalitesinde ciddi düşüşler görülüyor. Post-sepsis sendromu (PSS), sepsisten kurtulanların yüzde 50’sini etkiliyor. Fiziksel ve psikolojik sorunlar uzun süre devam edebiliyor” dedi.
Utku, sepsisin küresel yükünü azaltmak için uluslararası otoritelerce belirlenen hedefleri hatırlatarak, “Hijyen, temiz suya erişim, aşılama programları ve erken tanı sistemleri ile sepsisin yayılımını azaltmak mümkün” dedi.